Forum •  Email •  Bize Yazın •  Ziyaretçi Defteri •  Anasayfam Yap •   
 Siteiçi Arama
Sonuçlar 2-3 saniye gecikmeli gelir.
Kullanıcı Girişi
Kullanıcı Adı
Şifre
Şifrem
Yeni Kayıt
Güncel Haberler
Sevgi üç türlüdür

 
Anasayfa / PSİKOLOJİ / 





Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Psikoloji nedir? Psikolojik hastalıklar nelerdir? Psikolojik hastalıklar nasıl tedavi edilir?
Psikiyatri (ruh hekimliği) nedir?
İnsanların akli dengesizliklerini, davranış ve duygusal bozukluklarını inceleyen ve tedavisini yapan bir tıp dalıdır. Bu dengesizlikler bazı hallerde beyinde vaki olan yapı değişikliklerinden ileri geldiği için psikiyatri ve nevroloji dalları çok kez birbirlerinin sınırını taşarlar.

Psikoloji nedir?
Psikoloji davranış ve şuurlu hayatın bütün safhalarını inceleyen bir biyoloji bölümüdür.

Psikolog nedir?
Genellikle hekim olmayan, psikoloji alanında araştırma yapan veya eğitimci olarak yetiştirilmiş kişidir. Akli hastalıkların tedavisinde gereken zeka ölçme ve tatbiki psikolojik testler psikolog tarafından yapılır.

Akıl hastalıklarının oluş oranı ne kadardır?
Duygusal dengesizlik en çok rastlanan akıl hastalığıdır. Daha hafif akli dengesizlikler herhangi bir ölçüye tabi tutulamaz. Çünkü normal hayatta rastlanan hafif duygusal dengesizlikler ve nevroz arasında bir ayırım çizgisi çekmek imkansızdır. Her onda bir kişinin yaşantısı sırasında bir aklihastalığa kapılacağı hesap edilmektedir. ABD’de mevcut hastane yataklarının yarısı akli dengesi bozuk hastalara tahsis edilmiştir. Üstelik tüm gelişmekte olan ülkelerde bu tür hastalıklara yakalananların sayıları durmadan artmaktadır. Bununla beraber hastaların oranı yükselmekteyse de tedavi olanların da aynı oranda arttığı tesbit edilmiştir.

Duygular neyi ifade etmektedir?
İnsanların karşılaşabilecekleri değişik durumlarda gösterecekleri tepkileri duygusal anların tepkileri olarak kabul edilir. Bu duygular insanların tecrübelerine verdikleri cevaplardır: Korku, aşk, nefret, hiddet vb.

Nevrozlar nedir?
Nevrozlar yersiz, aşırı ve anormal duygusal tepki örnekleridir. Nörotik tepkiler normal duygusal tepkileri fazlasıyle aşan tepkiler olarak nitelenir. Çığırından çıkarak insanları kendi etkileri altına almış olan duygulardır. Bu tepkiler çok kez hastanın fazlasıyla etkilendiği sebeplerle meydana çıkar. Bu gibi etkiler için “duygusal yükler” deyimi kullanılmaktadır. Yine çok kez bunlar hastanın kontrolü dışında bilinmeyen veya şuuraltı güdülerden meydana gelmektedir. Bunlar arasında kuruntu, duygusal çalkantılar, alınganlık, zorlayıcı fenomenler, fobilerden ve bazı, özellikle tepkisel tipte olan, depresyon türlerinden ileri gelmektedir. Başka bir deyimle bunlar, durumlara karşı olgunlaşmamış cevaplardır.

Nevrozlar nasıl tedavi edilir.
Bunlar genellikle psikiyatristler, fakat ayrıca da kalifiye psikologlar tarafından yürütülecek muhtelif cinslerde psikoterapi usulleriyle tedavi edilirler.

Psiko-nevroz ne demektir?
Nevroz ile aynıdır.

Nevroz ile psikoz arasındaki fark nedir?
Nevroz genellikle hastanın tamamen farkında olduğu bir duygusal tepkidir. Psikoz ise hastanın, düzeninin bozulmuş ve gerçeklerden kopmuş halini gösteren hastalıktır.

Nevrozlar çok kez psikozlara döner mi?
Hayır, bu çok genel olan bir yanlış kavramdır.

Kuruntu (vesvese) nevrozu nedir?
Aşırı kuruntudan ileri gelen bir cins duygusal düzensizliktir. Bu gibi hastalar birçok durumlara karşı gösterdikleri tepkilerinde gergin, sinirli, alıngan ve birden patlayıcı olurlar. Uykusuzluk görülebilir. Bu gibi hastalarda çabuk atan nabız, kalbin normalin üstünde çarpması, fazla terleme, titreme ve baş ağrısı gibi fiziki belirtiler olabilir. Ayrıca baş dönmeleri, kusma ve ishal da bu belirtiler arasındadır.

Nörasteni nedir?
En ufak bir hareketten sonra bile duyulan aşırı yorgunluğa nörasteni denir ve bu, nevrozun başka bir şekildeki tezahürüdür. Bu hastalıkla birlikte hipokondri (her belirtiden endişe duyma), iştahsızlık ve kilo kaybı gelir. Nörastenik hastalar baş ağrıları, baş dönmeleri, uykusuzluk, zihni bir noktaya toplayamamak, sinirlilik, depresyon vb. gibi belirtilerden de şikayetçi olabilirler. Bu hastaların büyük çoğunluğu aslına maskelenmiş olan depresyondan mustariptirler.

Bir insanda fazla çalışmaktan asabi çöküntü olabilir mi veya “cinnet” getirebilir mi?
Hayır.

Yaşantısında meydana gelen büyük bir hayal kırıklığı veya faciadan dolayı bir insan cinnet getirebilir mi?
Büyük facialar çeşitli ölçülerde depresyonlara neden olabilirlerse de sürekli akli hastalıklara sebep olması çok az vakalarda rastlanmaktadır.

Cinnet getirmek nedir?
Cinnet getirmek hukuki ve kanuni bir terim olarak kalmıştır. Bu terim psikiatrlar tarafından günümüzde yalnız mahkemede ifade verdikleri zamanlarda kullanılmaktadır. Bu terim bir insanın akli dengesinin bozuk olması nedeniyle cinnet getirmiş olduğu ve hareketlerinden sorumlu sayılmayacağı anlamına gelmektedir. Bu terim ayrıca bir kişinin doğru ile yalnış arasında ayırım yapamayacak durumda olduğunu da ifade etmektedir. Bir kısım hafif psikotik olan hastalar bu kriterlere (ölçütlere) uymayacaklarından, bunlara hukuki bakımdan “cinnet getirmiş” denemez, fakat bununla beraber bu gibileri de akli bakımdan hasta olarak kabul edilir.

Asabi çöküntü teriminden ne anlaşılmaktadır?
Bu terim herhangi duygusal veya akli düzensizlik için kullanılmakta olduğundan kesin bir tarifi yoktur.

Bir insanın akıl sağlığının tanımlanmasında gerçek durumlar önemli roller oynar mı?
Bir insanın akıl sağlığı bu kişiye aslında olanlarla değil, fakat bu kişinin gerçekleri nasıl karşıladığı, nasıl kabul ettiği ve bunlara karşı nasıl davranışlar gösterdiği biçimde ölçülmektedir.

Bir kişinin psikiatrik yardıma ihtiyacı olduğu ne gibi belirtilerden anlaşılabilir?
a. Açıkça fiziki oldukları belli olmayan hastalıklar.
b. Belirli bir hastalık teşhisi konmadığı halde devamlı ve inatla hasta olduğuna dair iddia ve şikayetler.
c. Sık sık meydana gelen inatçı depresyonlar.
d. Sinirlilik, kontrolden çıkmış terslik ve huzursuzluk.
e. İşinde devamlı çalışamamak durumu.
f. Sürekli yorgunluk.
g. İş arkadaşları ile sık sık tartışmalara girişmek.
h. Tekerrür eden telaşlanmalar ve gereksiz korkular.
i. İnatçı uykusuzluk.
j. Nedeni anlaşılamıyan iştahsızlık.

Bir psikiatr’a başvurmak akli bir çöküntüyü önleyebilir mi?
Bir çok vakada evet.

Bir ailenin bir ferdi “cinnet” getirmişse, bu ailenin başka bir ferdi ile evlenmek sakıncalı mıdır?
Bu, söz konusu cinnetin nasıl ve hangi şartlar altında meydana gelmiş olduğuna bağlıdır. Genellikle bu soruya “hayır” cevabı verilebilinir. Bu ailede bir kişinin akli dengesi bozuksa bu aynı aileden evlenecek kişi ile bir alakası olmasını gerektirmez. Eğer söz konusu ailede birkaç akıl hastası varsa o zaman o aileye katılma yolunda kuşkulanma doğru bir hareket olur. Birçok akıl hastalıkları ikinci derecede veya arazi türlerden hastalıklardır ve başka bir hastalık nedeniyle gelmiş olabilir. Örneğin frengi, beyinden gelen arterioskileroz (damar sertliği), veya bunamadan. Şüphesiz bu yollardan gelmiş olan cinnetlerin irsi bir anlamları olamaz.

Akıl hastalıklarında irsiyet ne gibi bir rol oynar?
Akıl hastalıklarına irsiyetin ve çevrenin ne derece etken olduğu belirlenmemiştir. Bir kişinin şahsiyeti kuşkusuz bir dereceye kadar irsiyetine bağlıdır. Bu da bu kişinin bazı durumlara veya bazı olaylara karşı ne gibi tepki göstereceğini tayin eder. Bir kişinin gelişmesinde ve oluşunda çevresinin ve tecrübelerinin irsiyetten çok daha büyük rol oynadıkları kabul edilmektedir. Bazı aileler vardır ki bunlarda akıl hastalıkları irsi bir karakteristik göstermektedir.

Akıl sağlığında seks ne gibi bir rol oynar?
Yeterli seks akıl sağlığının bir parçası olarak kabul edilmektedir. Ancak bu durum birçok kişiler arasında değişik oranlarda meydana gelir. Bir kişinin şuurlu veya şuursuz şekilde sekse karşı davranışlarındaki dengesizlikler ve düzensizlikler duygusal veya akli düzensizliklere yol açabilir. Ayrıca, duygusal ve akli hastalıklar çok kez seks alanında düzensizliklere yol açabilir.

Sekse fazla düşkünlük akıl sağlığına zararlı olabilir mi?
Hayır.

Seks eksikliği akıl sağlığına zararlı olabilir mi?
Birçok kişi hiçbir akli dengesizlik belirtisi göstermeden cinsel ilişkiye başvurmadan yaşamaktadır. Böylece seks eksikliğinin akıl sağlığına zarar getirebileceği söylenemez. Ancak bu durum herkes için aynı değildir. Bazı kişilerin seks yapma ihtiyaçları fazla olabilir. (Seks eksikliği akıl sağlığında rol oynamaktan daha fazla bu eksikliğin akıl sağlığının bozuk olmasından ileri geldiği görülmüştür) .

İntihar tehditleri her zaman ciddiye alınmalı mıdır?
Şüphesiz evet! Hastalar çok kez intihar meyillerini gizlerler ve bu yönde gayet normalmiş gibi görünürler. Ancak böyle bir hasta bir kez intiharı düşündüğünü söylediği takdirde bu sözün gayet ciddi olarak karşılanması gerekmektedir. Gaye sözden de daha kuvvetli olabilir.

İtici (compuision) nevroz nedir?
İtici nevroz sürekli endişe durumunun bir kısmıdır. Bu durum bir hastanın aynı hareketleri kontrolsüz bir şekilde yenilemeleridir. Aynı düşünceler devamlı olarak kafasına saplı kalırsa ve yenilenirse ve bunları kontrol edemezse, bu itici nevroz kategorisine girer.(Örneğin, hiçbir mantıki neden olmadan bir kişinin durmadan ellerini yıkaması.)

Bir çocuğun anne veya babasından birine anormal derecede aşırı bağlılığı (annesinin oğlu) neyi ifade eder?
Anne veya babadan birine anormal derecede bağlılık bir kişinin duygusal yönden gerektiği derecede gelişmemiş olduğunu gösterir Böyle bir kişi çok kez yaşantı hallerine kendisini yeterli ölçüde adapte edemez.

Oedipus kompleksi nedir?
Şuuraltında bir oğulun anaya aşırı bağlılığı ve babasını kıskanan anormal bir durumdur. Bu hal kendi kendisini suçlama duyguları ve duygusal çelişkilere yol açar.

Hadımlık kompleksi nedir?
Psikoanalitik teoride bu durum seksten kuşku duymak ve hadım edilme veya seks organlarından mahrum bırakılmak tehdidi altında olma korkusu olarak gösterilmektedir.

Klostrofobi nedir?
Bu asansörlerde, tünellerde vb. kapalı yerlerde bulunma korkusudur. Bu hastalığın belirtileri çok kez kuruntu nevrozlu hastalarda görülür.

Agorafobi nedir?
Bu da kuruntu nevrozunun başka türlü bir belirtisidir ve açık alanlarda hastaların kuruntu duymalarına yol açar.

Falcılık duygusal dengesizlikleri olan kişilere zararlı olabilir mi?
Evet. Kuruntu nevrozlu ve batıl itikatları olan aşırı hassas bir insan için falcılık fazla düzen bozucu olabilir.

Bir psikiatr tarafından yapılacak ipnotizma usulü yararlı olabilir mi?
Evet. Bazı akut duygusal düzensizlikler ipnotizma yoluyle tedavi edilebilmektedir. Ayrıca, hasta kendisi hakkında bazı bilgileri şuurlu halinde veremezse veya habersizse, bunları ipnotizma altında psikiatra açıklaması temin edilebilir ve tedavisine de yararlı olur.

Uzman psikiatrlardan başkalarının bu gibi hastaları ipnotize etmeleri doğru mudur?
Hayır. Bazı, fazlasıyle hassas veya kolaylıkla tesir altında kalabilen kişilerde bu zararlı olabilir. Üstelik ciddi hastalıklara sebebiyet verebilir. Onun için ipnotizma tatbik edilecek hastanın önce kişiliği incelenmeli, sonra da ipnotizma yalnız uzman bir psikiatr tarafından tatbik edilmelidir.

Duygusal bakımdan veya akıl sağlığı bakımından hasta olanlara müsekkin ilaçlar verilmesi zararlı olabilir mi?
Doktorların tayin edeceği ölçülerde bu gibi ilaçlar zararlı olmaz. Özellikte intihar etme kasdiyle büyük dozlarda bu ilaçların alınması çok tehlikeli olabilir. Bunun için intihara kalkışabilecek nitelikte olan hastaların yanında bu haçlardan çok az miktarda bırakılması gereklidir.

Akıl hastalıklarının ilaçla tedavi edilebileceği günün gelmesi beklenilebilinir mi?
Akil hastalıkları tedavisinde kullanılan yeni ilaçların her gün gelişmekte olduğu bir gerçektir. Fakat, psikoterapinin lüzumsuz kaçacağı bir günün geleceğine inanılamaz.

Uykusuzluk nedir?
Uykusuzluk durumu bir hastanın bir türlü uykuya dalamamasına denmektedir.

Uykusuzluğun sebepleri nelerdir?
Uykusuzluk doğurabilecek sancıların olmadığı veya vücutta başka bir rahatsızlık bulunmadığı zamanlarda bir kişide görülen uykusuzluk halleri duygusal düzensizlikten ileri gelebilir. Böylece, kuruntu, sıkıntı veya kuşku uykuyu geciktirebilir, uykunun düzensiz ve rahatsız olmasına yol açar.

Uyku ilaçlarının alınm asiyle uykusuzluk tedavi edilebilinir mi?
Hayır. Uyku hapları uyku getirebilecekse de, hastalığın tedavisi, ancak uykusuzluğu meydana getiren duygusal düzensizliğin ortadan kaldırılmasıyle mümkün olabilir.

Uykusuzluktan mustarip kişilerin psikiatra danışmaları gerekli midir?
Bu hal inatla devam etmekteyse evet.

Histeri nedir?
Hastanın üzüntü ve sıkıntısını abartmalı ve dramatik yolda göstermesiyle tezahür eden ve çok kez rastlanan duygusal bir tepkidir. Histerinin hedefi (şuurlu iken veya şuursuz olarak) dikkat veya sempati cezbetmek, dayanılması zor bir geçmişteki olayı zihinden sürdürmektedir. Bu gibi hastalar genellikle fazlasıyle hassas olmaktadır. Hastalık belirtilerinin anatomik veya tıbbi nedenleri bulunmamaktadır. Bu hastalık genellikle bir kaza gibi dramatik bir niteliği olan bir olaydan sonra kendisini göstermektedir. Çoğunluk vakalarda hasta bu dramatik olayı olduğundan çok daha feci olarak göstermektedir. Histerik tepkiler birdenbire tezahür etmektedirler. Hasta ya fazlasıyle telaşlanıp gürültülü olmakta, her şeyden şikayet etmektedir, veya aksine fazlasıyle sakin olarak bütün belirtilere aldırış etmemektedir. Gerçek olayların gerektireceği üzüntünün çok üstünde üzüntülü ve telaşlı bir hal gösterir veya şikayette  bulunmayarak gayet donuk bir şekilde ses çıkarmadan buna katlanır.

“Psikosomatik” akıl ile beden arasındaki ilişkilere ait belirtiler ve hastalıklar hangileridir?
Bunlar duygusal “nevrotik” faktörlerin, veya bu gibi faktörlerin önemli rol oynadığı ve genellikle fiziki karakterde olan belirtiler veya hastalıklardır. Bu gibi hastalıklar veya belirtiler fazla asidite, hazımsızlık ve hatta ülserli midede kendilerini gösterebilir. Bunlar bağırsaklara da tesir ederek aşırı spazm yani büzülme meydana getirebilirler. Duygusal yüklü durumlarda bu, ya kabızlık ya da ishal olarak tezahür edebilir. Hastalık daha ciddi veya daha inatçı olduğu hallerde “psikosomatik” hastalık bağırsak zarları içerisinde ülserler meydana getirerek gerçek bir kolit (kalınbağırsak iltihabı) olarak gelişebilir. Psikosomatik hastalık veya belirtilerinden vücudun hiçbir organı muaf değildir ve bunlar kendilerini bir allerji halinde, ciltte bir döküntü, kızartı veya başka organik fiziki hastalıklar şeklinde gösterebilirler.

“Psikosomatik” kategoride oldukları sanılan bazı genel hastalıklar hangileridir?
Bazı yüksek tansiyon (fazla kan basıncı), sindirim kanalı ülseri (peptic), kolit ve özellikle spazma yol açan muhtemelen de ülser tipinden hastalıklardır. Bu kategoriye şu allerjik hastalıklar da girmektedir: Astım, egzama, ürtiker, özellikle makat ve rahimde rastlanan şiddetli kaşıntılar. Tiroid guddesinin fazla çalışması hali ve şeker hastalığı. Bazı doktorlar migren tabir edilen şiddetli yaım baş ağrısını ve başka türdeki baş ağrılarını, bazı arterit türlerinin “psikosomatik” hastalığı kategorisine girdiğini kabul etmektedirler.

Duygusal belirtiler hayali midir?
Hayır, bunlar gerçek olan belirtilerdir. Hastalar çok kez fiziki terimlerde düşünürler ve bir fiziki neden olmadan bir hastalık belirtisinin nasıl meydana gelebileceğini anlayamamaktadırlar. Böylece fiziki bir bulgu bulunamayınca belirtilerin gerçek olabileceğine inanmazlar. Bu belirtiler duygusal yönden kendilerini göstermiş-lerse bile; gerçek belirtiler olup, gerekli şekilde tedaviye tabi tutulmadıkları takdirde ciddi hasarlara neden olabilirler.

Sinir sistemindeki organik hastalık ne demektir?
Sinir sisteminde organik hastalık vücut yapısında bir hasar olduğu veya anormal fiziki bir değişikliğin meydana gelmiş olduğu anlamına gelmektedir. Terim değişikliğinin bir hastalık nedeniyle, mesela bir enfeksiyondan veya bir tümörden ileri gelmiş olduğunu belirtmektedir.

Sinir sisteminde fonksiyonal hastalık ne demektir?
Fonksiyonal hastalık, dokularda meydana gelen anormal değişiklikler değil, geçici fizyolojik rahatsızlıklardır. Bunlar genellikle duygusal faktörlerden meydana gelmektedir. Bu faktörler yüksek gerginliklerden ve muhtelif kimyasal (hormonal) mekanizmalardan ileri gelmekte ve birçok belirtiler göstermektedir.

Bir insan sinirli, heyecanlı veya kasvetli ise bir psikiatra danışması yararlı olur mu?
Sinirli ve duygusal bakımdan rahatsız olan kimseler çok kez bilgili, tecrübeli ve zeki bir doktor tarafından yeterli derecede tedavi edilebilirler. Ancak ciddi belirtilerin tehlike derecesi psikiatri bölümünde ihtisas yapmamış olan bir doktorun gözünden kaçabilir ve ya bunların ciddiyet derecesini tesbit edemeyebilir.Uzman ve tecrübeli psikiatr, bir hastanın vücudundaki belirtilerden depresyon veya psikoz arazı bulurken, aynı belirtileri başka bir hastanın kuruntu veya, düzensizliğinden olduğunu teşhis edebilmektedir. Bu gibi buluşlarla ele alınarak gerekli tedavi sistemi kararlaştırılır ve çok kez bu teşhis ve karar bir hastanın hayatının kurtulmasını sağlar.

Bir hastanın bir akıl hastanesine yatırılmasıyla durumu daha vahim bir hal alır mı?
Hayır. Meslekten olmayan kişiler çok kez bir akıl hastasının başka akıl hastaları ile temasla durumunun ağırlaşacağına inanırlar. Akıl hastanelerinin büyük çoğunluğunda hastalar, hastalık tiplerine göre koğuşlara yerleştirirler ve hastalıkları ciddi olmayanlar hiçbir zaman çok hasta veya saldırıcı hastaların koğuşlarına yerleştirilmezler. Bir hastanın belirtileri, ağırlaşmca ve genellikle hastalığın seyrinden ileri gelmektedir.

Akıl hastanelerine yatırılan hastaların hastaneden çıkmaları, tamamen veya kısmen tedavi olma şansları var mıdır?
Evet. Akıl sağlıkları bozulan hastaların büyük bir oranı iyileşir. Akıl hastalıklarının hiçbir zaman tedavi edilemeyeceği inancı umumiyetle çok yanlış bir saplantıdır.

Akıl hastaneleri bir hastayı gerekli süreden fazla tutarlar mı?
Hayır. Bu da yanlış olan bir saplantıdır. Hastaneler bu gibi hastaları akrabalarına veya dostlarına bir an önce geri göndermek için olağanüstü gayret sarfederler.

Psikoterapi nedir?
Hastalara duygusal ve akli problemlerinde yardımcı olan bir tedavi usulüdür. Rastlanan günlük problemlerde bir kişinin akrabaları, yakınları ve arkadaşları, yüzeyde olmak şartıyle bu yolda yardım edebilirler. Bir kişinin, avukatı veya aile doktoru mensup olduğu dinin ruhani görevlileri de bu yolda yardımcı olabilir. Bu gibilerin küçük veya geçici problemlerde yardımları dokunabilir.

Psikoterapinin gayeleri nedir?
İnsanları kendilerini daha iyi tanımaları için yardımcı olmak, karşılaştıkları zorluklara intibak etmeleri için yol göstermek, problemleri ve karşılaşacakları kişilerle ilişkilerinde daha olgun davranmalarının yollarını kendilerine izah etmek, psikoterapinin başlıca gayeleridir. Bu gayeler arasında daha iyi kıymetler ve standartlar geliştirilmesi bulunmaktaysa da, psikoterapinin gayesi insanları ıslah etmek değildir. Psikoterapinin başka hedefleri arasında hastalığı tedavi etmek ve ortadan kaldırmak da bulunmaktadır. Bunu elde etmek için psikiatr ve psikoterapist; gerekli ve şimdiye kadar başarı göstermiş olan, bütün metot ve gereçleri kullanır.

Psikoanaliz nedir?
Bu, psikoterapi’nin özel bir biçimi ve metodudur. Bu tedavi usulünün hedefi bir hastaya şahsiyeti ve karşılaştıkları zorluklar hakkında bunların iç yüzünün kavranmasının, aydınlatılmasının teminidir. Bu tedavi yoluyle hastanın belirtilerini ortadan kaldırmak ve ayrıca hastanın problemlerine karşı vereceği cevap ve tepkilerini ıslah etme yolu aranmaktadır. Tedavi usulü, bazen tamamen pasif olarak, hastaya telkinle yapılmaktadır. Teoride bazı değişiklikleri olan birçok tedavi ekolü varsa da, metotlar bütün ekollerde birbirinin benzeridir.

Grup terapisi ne demektir?
Problemleri ve rahatsızlıkları aynı olan birçok kişinin grup halinde psikiatrik tedaviye tabi tutulmalarına grup terapisi denir.

Grup terapisinin hedefleri nedir?
Yalnız başına yapılan tedavi yöntemlerinden farksızdır; yani hastalık ya da rahatsızlıkların giderilmesini amaçlar.

Grup terapisinin, yalnız başına yapılan terapiye oranla avantajları nelerdir?
a. Daha çok sayıda insan tedavi edilmektedir. Terapide ihtisas yapmış psikiatrların azlığı dolayisiyle bu yolda tedavi çok büyük önem taşımaktadır.
b. Bu tip tedavi daha ucuza mal olduğundan fazla sayıda hastanın tedavisinin yapılması usulleri tesbit olunmaktadır.
c. Bir hasta kendisi gibi hasta olanların tecrübelerini öğrenmekle hastalığında, kendisini fazla derecede yalnız hissetmemektedir.

Grup terapisinin dezavantajları nelerdir?
a. Psikoterapistin dikkati ve ilgisi birçok hasta arasında bölünmektedir.
b; Bazı hastalar çok şahsi olan problemlerini açıklayamamaktadırlar.
c. Şahsi terapi imkanları ortadan kalkmış olur.

Psikoterapi tedavisi ne kadar sürer?
Bu, asıl problemlere bağlıdır. Psikiatr, hastanın savunma duvarını deşmeden ve çok kez hastanın da vakıf olmadığı gizli iç düşüncelerine varamadan bu tedavi süresini tesbit etmek imkansızdır. Bundan dolayıdır ki, tedavinin başlangıcında ne kadar süreceği hesaplanamaz. Ayrıca terapinin kaç kez yapılmakta olduğu ve hastanın iyileşmek için ne derece kararlı bulunduğu bu sürenin ne kadar uzun olabileceğini hesaplamakta yararlıdır. Birçok hasta tedaviye ne ölçüde karşı koymakta olduklarından habersizdir. Zeka ölçüsü ve hastanın yaşı burada önemli faktörlerdir. Zekası üstün olan bir hasta iyileşme yolunda kararlı ve azimli ise, zamanla çok şeyler elde edilebilir. Genellikle psikoterapi birkaç hafta içerisinde sonuç alınacak bir tedavi usulü değildir. iyi bir sonuç alınabilmesi bazen aylar hatta yıllarca sürebilir.

Psikoterapi tedavisi pahalıya mal olur mu?
Uzun zaman gerektirdiği, şuuraltı problemlere inebilmek için birçok meselenin çözülmesi icab ettiğinden dolayı oldukça pahalıya mal olan bir tedavi usulüdür. Tedavi usulünde pahalılığı bu meselelerin hastada kalması, belirtilerin ve meydana gelen zorluklar oranında ölçülmelidir. Kesin bir şey söylemek imkansızdır. Ancak yapılacak harcamalar alınacak sonuçlarla karşılaştırılarak ölçülmelidir.

Akıl hastalıkları için tatmin edici ameliyat usulleri var mıdır?
Son zamanlara kadar “lobotomi” olarak adlandırılan nispeten basit bir beyin ameliyatı, bazı tip akıl hastalıkları için tavsiye edilmekteydi. Bu ameliyatla bazen kısmen de olsa iyi sonuçlar alınabiliyordu. Ancak, son yıllarda aynı tür hallerde aynı sonuçlar elde edilmesini temin eden yeni ilaçların gelişmesiyle, bu ameliyata günümüzde çok az vakada başvurulmaktadır.

Psikozlar nedir?
Psikozlar bir dereceye kadar düzensiz şahsiyetler gösteren daha ciddi akıl hastalıklarıdır. Davranışlar gerçek dışı bir hal ve çoğu zaman olaylarla ilgili değildir. Bu davranışlar artık hastanın kontrolünün dışındadır. Bu hastalıklar, akli düzensizlik ve bir dereceye kadar mantık dışı davranış görüldüğünden dolayı akıl hastalıkları kategorisinde sayılır. Bunlar yersiz ve acayip davranışlar olarak da tarif edilebilirler. Hayal ve kuruntulara tesadüf edilir. Bu gibi hastaların genellikle çevreleriyle temasları kaybolur ve bilhassa, bunlarla mantıklı; rasyonel konuşmalar yapmak imkansız hale gelir.

Psikozların muhtelif cinsleri hangileridir?
Psikozlar arasında şizofreni (dementia praecox), manik-depressif (manic-depressive) düzensizlik, psikozlu depresyon ve paranoyalı düzensizlikler, (involutional melankoli) ile psikoza dönüşebilecek bir kısım organik hastalıklar bulunmaktadır. Bu son grupların arasında bunama psikozları, arteriosklerosis, beyin tümörleri, frengi vb. akli bozukluktan ileri gelen hastalıklar da yer almaktadır.

Depresyon nedir?
Bunlar karamsar düşüncelerin, keyifsizliğin, ruhi durumda kötümserliğin, ortaya koyduğu tepkilerin ileri getirdiği bir rahatsızlıktır. Bütün tepkiler karamsar olmakla kalmamakta, hastanın genel faaliyeti de azalmaktadır. Depresyondan müteesir olan hastalarda enerji ve yaşama şevki kalmamakta, hiçbir şeyle ilgilenmemekte, hiçbir şey yapmak istememekte, bir yere gitmekten kaçınmakta ve ancak yapayalnız bırakılmak arzusu görülmektedir. Evde kalmak isterler. Alışılmış hayatın dışındadırlar. Normal sorumluluklar ihmal edilmektedir. Uykusuzluk ve iştahsızlık başgösterir. Bu yüzden hasta kilo kaybetmeye başlar. Bu hastalık ciddi biçimde gelmişse hastalar bedbinliğe ve ümitsizliğe kapılırlar ve kendilerine kimsenin yardım edemiyeceğine inanarak herhangi bir çareye başvurma lüzumunu hissetmezler. Bu şartlar altında intihara karşı büyük bir istek duyarlar. Bu durumda bir hastayı kendisine karşı korumak için hiç zaman kaybetmeden ihtisas görmüş bir psikiatrın yardımına başvurulması şarttır. Birçok vakalarda hastanın hastaneye  yatırılması gerekir. Hastanın evinde kalması çok sakıncalıdır ve bu hastanın hastanede devamlı müşahede altında bulundurulması tercih edilir.

Değişik türlerde depresyonlar var mıdır?
Evet. Depresyon çok kez bir nevzorun bir kısmı olup vakalara veya problemlere bir yankı olarak meydana gelebilmektedir. Bu hallerde bu hastalık tepkisel depresyon olarak anılmaktadır. Bu hastalığın iyileşme imkanları geniştir.Başka vakalarda, depresyon bir akli bozukluğun veya psikozun bir kısmını teşkil etmiş olabilir. Bu haller genellikle kısa sürer. Ancak bu gibi epişodlar tekrarlanabilir. Ayrıca, depresyon bir “manik-depressif” veya siklik (cyclic) rahatsızlıktan da ileri gelebilir.

Melankoli nedir?
Şimdi depresyon olarak adlandırdığımız hastalığın eskiden kullanılan adıdır.

İnvolutional melankoli nedir?
İlerlemiş yaşlarda rastlanan bir depresyon türüdür. Bu çok kez eskiden depresyon halleri geçirmiş bir hastada, hastalığın tekrarlanması olarak meydana çıkmaktadır. Bunun için bu hastalık ayrı bir tip depresyon olarak tanımlanmamıştır. Ancak, birçok vakalarda bu hastalıktan mustarip olan hastalarda akut kuruntu, heyecan ve vesvese hallerine rastlanmaktadır.

Depresyon nasıl tedavi edilir?
Hastada intihar ihtimali görülmekteyse, ilk önce buna karşı gereken bütün korunma tedbirleri alınmalıdır. Hasta intihardan bahsederse sözlerine aldırış edilmemelidir. Hasta devamlı olarak müşahede altında tutulmalıdır. En doğrusu hasta, hastaneye kaldırılmalıdır. Bu hastalığın tedavisinde psikiatrlar elektro-şok terapisi, beyne iyi tesir eden özel ilaçların kullanılmasına veya psikoterapiye başvurabilirler. En iyi sonuçları elde etmek için bu tedavi usullerinin bir kombinezonu da tatbik edilebilir. Örneğin, ilaçlardan beklenilen sonuçlar elde edilemezse elektro-şok kullanılır. Aksi taktirde ilaçlardan faydalanılmışsa o zaman elektroşokun kullanılmasına gerek kalmaz.

Elektro-şok terapisi (tedavisi) hangi hallerde kullanılmalıdır?
a. Şiddetli depresyonlarda.
b. Manik hallerde.
c. Şizofreni (Dementia praecox) ‘de.

Şok tedavisinden elde edilen sonuçlar devamlı mıdır?
Bazı vakalarda şok tedavisi devamlılık göstermekteyse de, bu tür terapiden sonra devamlılığı garanti etmek için şok terapisini müteakip uzun süreli ve yoğun psikoterapi tedavisi sürdürülmelidir.

Elektro-şok terapisi nerelerde yapılabilir?
a. Bir psikiatrın muayenehanesinde.
b. Klinikte.
c. Hastanede.

Manik-depressif tepkiler nedir?
Hastanın telaş ve heyecan (manik deyimi buradan gelmektedir), hareketsiz kalamama belirtileri, konuşma dahil bütün hareketlerinde devamlılık ve acelecilik, göstereceği haller bir grup psikoz düzensizliklerinden ibaret olup bunlar manik-depressif tepkiler olarak adlandırılır. Bu gibi hastalar ne dinlenirler, ne de uyurlar ve hareketlilikleri durdurulmadığı takdirde yorgunluktan çökerler. Belirtiler kısmen değişik olabilir. Hastalara uyuşturucu ilaç verilmesi gerekir. Belirtiler ciddi ise hastaneye kaldırılmaları ve hareketlerinin zor kullanılarak kısıtlanması gerekebilir. Başka durumlarda hastalarda depresyon halleri görülebilir ve bunların hareketleri bir yavaşlama arzeder. Ayrıca ruhen de depressif olurlar.

Manik-depressif’li bir hastanın iyileşme şansı nedir?
Genellikle bu hastalıktan mustarip bir hasta, birkaç ay devam edebilen hastalık nöbetinden sonra iyileşebilir. Hasta belirsiz bir süre iyi durumda kaldıktan sonra yeniden hastalanır. Yeni episod eskisiyle aynı özellikleri gösterebilir veya tamamen aksi istikamette yönelebilir. Bu gibi hastaların bir kısmı uzun süre iyileşmiş kalabilirler ve hastalık nöbetleri çok az gelir. Bazıları ise devamlı olarak bu gibi nöbetlere tutulurlar.

Manik-depressif tepkisinin tedavisi nedir?
Hastalığın hem “manik” hem de “depressif” safhalarında elektroşok tatbik edilebilir. Bu yolda çok defa iyi sonuçlar elde edilmektedir. Hastalık ciddi safhada olmadığı takdirde psikoterapi bazen yararlı olmaktaysa da, hastalık ilerlemiş veya ciddi bir safhadaysa bu sistemle bir düzelme elde edilememektedir. Manik-depressif tepkilerinin her safhasında kullanılan bazı ilaçlar yararlı olabilmektedir Hastaya iyileştikten sonra muhakkak surette psikoterapi tatbik edilmelidir. Çünkü bu sayede hastalığın tekerrür etmesini önlemek ihtimali çok fazladır.

Kadınlarda adetlerin kesilmesiyle akıl hastalıkları baş gösterebilir mi?
Hayır. Ancak, bu zamanlarda meydana gelebilecek guddelere (en-docrine) ait değişmeler söz konusu kişinin genel davranışlarında değişiklikler meydana getirebileceğinden vücudundaki gerginlik oranının artmasına yol açabilir. Böylece hayatındaki bu değişiklik çağı birçok psikolojik “stress”ler meydana getirerek tabiatında mevcut olan fakat uykuda bulunan bozuklukları açığa çıkarabilir.

Gebelik veya çocuk doğurma akıl sağlığına zararlı olabilir mi?
Kesinlikle hayır. Ancak, çocuk doğurma duygusal bir “stress” olup yeni sorumluluklar ve hayatta birtakım ayarlamalar getirecektir. Bundan dolayı şimdiye kadar uykuda bulunan duygusal ve akli tepkiler, doğumdan dolayı meydana gelebilir. Kadının bu hayat safhasında muvakkat duygusal ve psikoterapötik yardıma ihtyacı olabilir.

“Postpartum” psikozu nedir?
Bu, kadınların loğusalık devresinde görülen ve pek nadir vakalar olarak rastlanılan bir akıl hastalığıdır. Hastalık birçok şekilde kendisini gösterebilir. Bunların arasında şizofreni, (manic state), depresyon ve nevroz benzen kuruntular veya fobiler bulunabilir. Ancak hastalığın kendine has bir özelliği yoktur ve gebelikle ilgisi olmayan hallerde meydana gelen benzer hastalıklardan farklı değildir. Onun için zaman bakımından, “postpartum” aslında bir hastalık olmayıp, ancak loğusalık hastalığını zamanından önce meydana getiren bir faktördür.

Şizofreni nedir?
Şizofreni, genellikle gençlerde beliren bir psikoz türüdür. Daha önceleri “dementis praecox” olarak adlandırılırdı. Çok kez acayip olan düşünce bozuklukları, düşünce ile duygu arasında bir kopukluk, gerçeklerle temasın bozulması gibi hallerle kendisini göstermektedir. Böylece, hastanın ortaya attığı fikirlerle duyguları uymaz ve çelişkide olur veya duyguları fikirleri ile bağdaşmaz. Bu yüzden bu hastalıktan mustarip olanlar, başkalarına karşı çok soğuk davranırlar. Bu durum, bazen çok ciddi derecede gerçeklerden bir uzaklaşma olarak görünür. Hastalığın ilk devrelerinde bu gibi hastalar başkalarına kıyasla başarısız olurlar; uzun süre bir işte barınamazlar. Hastalığın nedeni bilinmemektedir.

Şizofreni tedavi edilebilir mi?
Evet. Elektro-şok ve insulin şoku gibi fiziki metotlar bu hastalığın tedavisinde çok yararlı olmuştur. Meşguliyetle ve sosyal tedavi ile benzer terapi usulleri de başarılı olmuştur. Son olarak geliştirilen birçok ilaçlar da şizofreni tedavisinde özellikle had safhada olan hastalarda iyi sonuçlar vermiştir Bu tedavi metotları sayesinde hastanelerden taburcu edilen şizofrenili hastaların sayısı her gün biraz daha artmaktadır. Son zamanlarda yapılan araştırmalardan da çok umut verici sonuçlar alınmış olup yakın gelecekte daha da başarılı tedavi usullerinin gelişeceği kuvvetle muhtemeldir.

Şizofreni hastalığının iyileşme umutlan nedir?
Genellikle bu hastalıktan iyileşme umutları azdır. Hastalık tedavi edilmediği taktirde daha had bir safhaya girme ihtimalleri çoktur. Bununla beraber akut şizofreniden de kurtulan hastalar görülmektedir ve bunlar iyileşme belirtileri de gösterebilmektedir. Bunlar daha hafif akli dengesizlikler gösterecek ve başkaları ile ilişkilerinde zorluk çekeceklerse de, sınırlı bir şekilde bile olsa hayatlarını sürdürebilirler.

Şizofreni tedavi edildiği takdirde hastada bir iyileşme görülebilecek midir?
Evet.

Paranoya tepkileri nedir?
Bir hasta kendisine zulmedilmekte olduğu vehimlerine kapıldığı zaman buna paranoya tepkileri denir. Bu vehimler o derece aşırı olur ki hasta olan kişi, başka bazı kişilerin kendisine zulmetmek istediklerine inanır. En ufak bir olayı bu anormal inançlarını gerçek göstermek için tahrif eder. Bu hisleri hayali olduğu için normal tepki göstermesi beklenemez.

Bir paranoya hastasının iyileşme imkanları nedir?
Hastalık geçici, toksik veya organik bir rahatsızlıktan ileri gelmiş olabileceğinden bu durum geçici olabilir. Bazı vakalarda bu durum tamamen kaybolabilir veya durağan kalabilir. Fakat çoğunlukla kronik nitelikte olur ve hastanın bir akıl hastanesine yatırılması gerekir. Gerçek paranoyada iyileşme ihtimali çok azdır. Çünkü psikoterapi bu zavallı kişilere ulaşamamaktadır.

I.Q.’nın anlamı nedir?
Bu harfler bir zeka testine verilen addır. Bir kişinin yaşı ile zeka yaşı arasındaki oran bu zeka testleri sayesinde ölçülmektedir. Normal bir kişinin bu testte zeka ölçüsü 90 ile 110 arasında değişmektedir. Akli yetersizlikteki zeka oranı ise bu rakkamlarının altında görülmektedir.

Akli yetersizliğin anlamı nedir?
Aynı zamanda geri zekalılık ve akli gecikme olarak adlandırılan, akli yetersizlik, genellikle doğuştan veya çocukluğun ilk yaşlarında meydana gelen noksan veya kusurlu bir akli durumdan ileri gelmektedir. Bu durum, anlayış ve kavrayışta bir eksiklik, sakatlık ve engel teşkil etmektedir. Bu gibilerin muhtelif dereceleri vardır: Mesela, ahmak, aptal, kısmen geri zekalı veya akli gecikmesi olanlar. Bazen yüksek derece veya alçak derece yetersizliklerden söz ederiz. Genellikle beynin fiziki gelişmesinde bir yetersizlik vardır. Böylece yetersizliğin organik olduğu görülmektedir. Yine beyinde başka sakatlıklar da görülür: Felç, ispastik durum, anormal hareketler ve bazen de beyin felci gibileri. Kafa anormal şekilde küçük olup beyin de o oranda ufaktır. (Hydrocephalus) da olabilir. Bu durumda baş anormal derecede büyük olup içinde büyük ölçüde sıvı toplanmıştır. Bunlar beyin dokusunu, fazlalığı oranında hasara uğratmıştır.

Mongolizm “Down Sendromu” nedir?
Bu hastalık akli yetersizlik tipi hastalıklardan biri olup, çocuğun yüz hatları bir Moğol’unkine benzer. Son bilimsel araştırmalar bu hastalığın genetik olduğunu kesin olarak meydana çıkarmıştır. Irsi yoldan geldiği artık bilinmektedir. İrsiyet genlerinin taşıyıcıları olan kromozomları inceleyen ve saymayı başaran son yıllarda elde edilen yeni bilimsel metotlar sayesinde, Mongolizm hastalığı olan kişilerin kromozom düzeninde büyük anormalliklere rastlanmıştır. Bu belirtiler bütün Mongolizm hastalığı olan çocuklarda görülmektedir. Mongolizm hastalığı olan çocuklar az çok geri zekalı kalmışlarsa da, bu çocuklar çok kez uslu ve bir dereceye kadar eğitim görebilecek bir durumda olmaktadırlar. Mongolizm’e daha ziyade “Down sendromu” da denmektedir.

Ahmaklık nedir?
Bu en düşük derecede gelişmiş bir akli durum için kullanılan deyimdir. Çocuğun ilk yaşlarında kendisini gösterir. Akli yaş hiçbir zaman ikinci yaşı aşmaz. I.Q. zeka testleri 25′in altındadır. Fiziki şekil bozukluğuna da rastlanabilir ve ispazmoz hallerine devamlı olarak tesadüf edilir. Ahmak, ancak yaş epeyce ilerleyince konuşmayı öğrenir ve sadece birkaç kelimeyi kullanabilir. Kendisi için çok az şey yapabilecek durumdadır. Ahmak, kendi bakımını, üst-başıyla ilgilenmesini ve giyinmesini, yemek yemesini öğrenemeyebilir. Devamlı müşahede altında bulunması gerekir. Sinirli ve yıkıcı olma temayülleri çoktur. Bir ahmak, yaklaşık her 3300 doğumun birinde dünyaya gelir.

Aptal (bön) nedir?
Bu akli yetersizlik durumu ahmaklıktan bir derece üstte kabul edilmektedir. Bu gibi hastalar geç gelişir, konuşma yetenekleri çok ilkel kalır ve başka imkanlar hiç gelişemez. Konuşmaları az olmakla beraber bu gibilerine çok az şey öğretmek mümkün olup, kendilerine basit görevler verilebilir ve yaptırılabilir. Zeka yaşları iki ile yedi arasında değişir. I.Q.’ları 25 ile 50 arasında olur. Yaklaşık 1500 doğumda bir aptal çocuk dünyaya gelir.

Ahmak ve aptallar hastanelere yatırılmalı mı?
Bu gibi çocuklardan çoğu, kendilerine uzman kişilerin yardim edebileceği hastanelerde daha mutlu olabilmektedirler. Anne ve babalar bu gibi çocukları hastanelere yatırmayı kararlaştırırken her şeyden önce bu gibi hasta çocuklarının iyiliğini ve sonra da ailenin öteki fertlerinin refahını gözönünde bulundurmalıdırlar.

Moron (kısmen geri zekalı kimse) nedir?
Bu da I.Q. zeka testleri 50 ile 70 arasında olan kısmen geri zekalı çocuklar için kullanılmaktadır. Normal gelişme geri kalabilirse de davranışta geri kalma göze çarpmaz. Normal çocuklara benzerler, yürümeyi ve konuşmayı öğrenirler ve başka çocuklardan değişik olduklarını gösteren göze batacak belirtiler yoktur. Yalnız başka çocuklar kadar okulda başarılı olamazlar (ki bunun birçok nedeni olabilir) ve başka çocuklarla iyi geçinemezler. Bu çocukların bir psikiatr’a gösterilmesi çok yararlı olur. Ancak bundan sonra gerekli testler yapılınca bu çocukların kısmen geri zekalı oldukları tesbit edilebilir.

70 ila 90 I.Q.’u olan bir çocuk hangi zeka kategorisine girer?
Bu kısmen geri zekalı kalmış bir çocuk sayılır. Ancak, iyi bir eğitimle toplumdaki yerini alabilir ve normal bir yaşantı sürdürebilir.

Akli yetersizlik irsi midir?
Genellikle hayır. Akli yetersizliğin irsi olduğu, çok az bazı hastalıklar mevcutsa da, bu hastalıklar çok nadir olup genel nüfus bakımından önem taşımazlar. Akli yetersizliklerin büyük çoğunluğu kazara gelir. Doğumda ileri gelebilecek anormallikler, hastalıklar ,veya enfeksiyonlardan sonra ileri gelebilecek komplikasyonlarla meydana gelme ihtimalleri çok yüksektir. Geçmiş yıllarda geri zekalılığın büyük ölçüde irsi olduğu kabul edilmekteydi. Bu düşünüş çok yetersiz delillere dayanmaktaydı. Bunlar günümüzde artık hiçbir şekilde kabul edilmemektedir.

Ahmak dahi nedir?
Akli gelişmeleri çok geri kalmış bazı kimseler bir yönden olağanüstü kabiliyet gösterebilmektedirler. Örneğin olağanüstü hesap yapma veya hafızalarında tutma yönleri çok güçlüdür. Bunun için bu gibilere “ahmak dahi” denmektedir.

Geri zekalılığın sebepleri nelerdir?
a. Bazı geri zekalılık durumları irsi düzensizliklerden ileri gelmektedir.
b. Bazı olaylar çocuk rahimde gelişmekte iken annenin hastalanmasından ileri gelmektedir. Mesela, özellikle gebeliğin ilk üç ayında annenin kızamıkçığa yakalanması.
c. Bazen gebelik yüzünden veya gebelik aylarında meydana gelebilecek komplikasyonlardan ve bazen de doğumda çekilecek zorluklardan.
d. Bebeklik çağında veya çocuğun en erken yaşlarında beyne tesir edebilecek bir yaralanma veya enfeksiyon ile yine beyni etkileyebilecek başka hastalıklar.
e. Son yıllarda elde edilen bilimsel buluşlar göstermiştir ki; birçok bebek yaşındaki çocuklarda geri zekalılık, kanın bileşimindeki anormalitelerden ileri gelmiştir. Metabolizmada doğuştan bir hata vardır; bu hata da enzim eksikliğinden ileri gelmektedir. Bunun sonucu olarak, büyük ölçüde anormal kimyasal maddeler kanda toplanmakta ve bunlar gelişmekte olan beyni zedeleyerek geri zekalılığı meydana getirmektedirler, Bu kimyasal hatanın bir tanesi “phenylketonuris”dır. Kısaltılmış adı “PKU”dur. Anormal maddeler idrar testleri ile ölçülebilir ve bazı vakalarda bu, muhakkak surette gerekli olmaktadır. Bu gibi anormal kimyasal bünyeleri olan bebeklerin bu hali doğumdan kısa bir süre sonra tesbit edilebilirse çocuğa tatbik edilecek ve anormal maddelerin toplanmasını önleyecek bir rejini sayesinde beyinin hasara uğraması önlenebilir.
Akli yetersizlik durumu tedavi edilebilir mi?
Akli yetersizliğin tedavisi önlemektir. Beyin bir kez zedelenmiş ve akli yetersizlik meydana gelmişse, bu durum düzelmez veya tedavi olunamaz. Ancak, bu gibi çocuklara kendilerinde geri kalmış olan akli kapasiteyi değerlendirme ve geliştirme yolunda büyük , yardımlar yapılabilmektedir. Bu yolda yoğun araştırmalar yapılmaktadır. Kuvvetle umut edilmektedir ki, önümüzdeki yıllarda yeni tedavi metotları geliştirilecektir. Akli yetersizlikleri olan çocuklarda çok iyi bir bakım ve eğitim yoluyle hareketleri, kabiliyetlerine göre ayarlanır. Bu yolda elde edilen kabiliyetleri mümkün derecede geliştirilebilinir. Az oranda akli yetersizliği olan çocuklar iyi bir eğitim sistemiyle toplumda yararlı işler yapacak hale getirilebilirler.

Yetenek testlerine itimat edilinebilinir mi?
Bir kişinin şahsiyeti ve zeka oranı hakkında bir ön anlayış olmadığı takdirde, bir yetenek testi o kişiye şu veya bu mesleği seçmesini tavsiye edemez. Ancak, bu gibi testler bazı kabiliyetlerin bulunmadığını göstermek yoluyle negatif yolda yararlı olmuş olabilir. Kişinin hangi mesleği seçeceği yolunda bu testler tek klavuz olarak kabul edilmemelidir.

KAYNAK:
http://www.psikolojiakademi.com/ sitesinden alınmıştır.

Bu yazı 107462 defa okundu.



Bu Kategorideki Diğer Başlıklar
 - DUYGUSAL ZEKA TESTİ
 - SOSYAL PSİKOLOJİ
 - ÖFKE ve KONTROLÜ
 - İntihar ve Şiddet
 - SORUMLULUK ....
 - Sosyal Fobi Nedir?
 - Pozitif ol, hastalanma!
 - ZİHİN KONTROLÜ - Zihin Kontrol Yöntemleri
 - DEPRESYON NEDİR?
 - İNTİHARLA İLGİLİ SIK SORULAN SORULAR
 - TİKLER
 - FOBİLER
 
MAKALELER
KİŞİLİK
EĞİTİM
İLETİŞİM
HİPNOZ
PSİKOLOJİ
BAŞARI
BAŞARI ÖYKÜLERİ
HAFIZA
KARİYER
AKTİF ÖĞRENME
İMAJ
BEDEN DİLİ
HAYATA DAİR
YAŞAM
MİZAH
ŞİİR
GELİŞTİREN SÖZLER
KİTAP ÖZETLERİ
BİYOGRAFİ
SAĞLIK
BEBEK - ÇOCUK
BİLGİ
Kyäni


Yeni Eklenenler
Fortinet Product Life Cycle - 10.10.2023
Kemal Karpat kimdir?
Yaşlılık ve Alzheimer Hastalığının İşaretleri
Türkiye il Plaka Kodları ve Telefon Kodları
İl Vilayet Telefon Kodları
Sağlık Üçgeni
Kyäni
Çörek otu yağının faydaları nedir?
Sadece burun nefesi ile iyileşebileceğinizi biliyor musunuz?
Nitrik oksit nedir, faydaları nelerdir? Vücutta nasıl arttırılır?
İbn Rüşd
Ceza Korkusu ile Doğru Yapan Çocuk Doğru Çocuk mudur?
Televizyonsuz Ev
Hakikat Nedir? Gerçek Nedir?
ÖZ'ÜN TERCÜMANI SÖZ


Döviz Bilgileri
(Doviz)
Alış
Satış

Dolar:
18.7701
18.8039
Euro:
20.3329
20.3695
Güncelle

   
Website Security Test Toplu Mail Gönderimi